Mesele İmamoğlu da değil Yavaş da değil aslında

Ekrem İmamoğlu’nun seven sever, sevmeyen sevemez. Ama kendisi Türkiye’nin en büyük metropolünün seçilmiş başkanı. Üstelik çeyrek asır İstanbul’u yönetmiş olan iktidarın adayı karşısında üç kere zafer kazanmış bir isim. Bu bakımdan da önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin “potansiyel” adaylarının başında gelen siyasetçi.

Böyle bir kişiye yönelik yargı girişimlerinin sıradan olaylar gibi görülmesi beklenemez. Buradaki tuhaflıkların, hukukun sınırlarını zorlayan uygulamaların, turpun büyüğü olarak işaret edilmesinin sineye çekilmesi beklenemez.

Bugünlerde Türkiye’nin çok ciddi meseleleri var. En başta ekonomi… Ama siyasi iktidarı bunları çözerek kaybettiği halk desteğini geri kazanmayı aklına getirmiyor. Bunun yerine toplumdaki kamplaşmalar, kutuplaşmalar, ayrışmalar üzerinden kendi seçmen kitlesini yanında tutmayı daha kolay bir yol olarak benimsemiş görünüyor. Kavga dövüş ortamı bunun için…

Diğer yandan, rakiplerini sandıkta yenmenin yollarını aramak yerine bunları tasfiye etmenin, tehlike olmaktan çıkarmanın yollarını aramayı tercih ediyor. İBB Başkanı İmamoğlu’nun üstünde zaten bir dava kılıcı sallanıyor bir süredir. Mahkûmiyet kararı çıkması halinde siyasi yasak alması ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı adaylığının engellenmesi söz konusu olan bir dava bu…

Ancak, galiba doğrudan bir hamlenin ters tepebileceği, birtakım yan etkilere sebep olabileceği hesaplandığından “kamuoyunun alıştırılması” yolunda bazı ön hamlelere gerek duyulmuş görünüyor.

CHP’li belediyeleri hedef alan art arda operasyonlar, bilhassa yolsuzluk iddiaları üzerinden devam eden yıpratma kampanyası asıl büyük hedefe zeminin hazırlanması için. İster muhalif olsun ister taraftar, tüm siyaset kamuoyunun bu süreci okuma tarzı böyle… Bu arada, Ekrem İmamoğlu’nun yoldan çekilmesinin ardından sıranın Mansur Yavaş’a geleceği beklentisi de yine ortak bir kanaat durumunda.

İşte böyle bir atmosferde devam eden bir yargı süreci var… Siyaseti değil, yargıyı zedeleyen bir süreç. Hukuktan adaletten ümit kestiren bir süreç…

Yargıyı siyasete araç yapmayın tepkileri karşısında “Bizim mahkemelerimize hiç kimse talimat veremez” edebiyatıyla önüne geçilemeyecek bir vahamet…

İBB Başkanı İmamoğlu’nun gündeme getirdiği “görevlendirilmiş bilirkişi” olayı hukukçuların öteden beri “yargının kanayan yarası” diye niteledikleri bir problem. Yargı mevzuatımızda yeri bulunan ve gerekliliği de belli olan bilirkişi kurumunun ne yazık ki dejenere edildiğini, buradaki boşluk içinde oluşan suistimallerin birtakım yargı facialarına yol açtığını söylüyorlar. Keza siyasi sonuçları olabilecek davalarda bilirkişilik kurumu istese de istemese de kendi kendini zedelemekten geri duramıyor.

Kartalkaya’daki korkunç otel yangınında gördüğümüz üzere, mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişilerin raporları beğenilmezse dikkate alınmayıp başka bilirkişi heyetleri oluşturulması, hatta önceki raporun “korsan” diye nitelenmesi mümkün.

Bilirkişilik Kanunu’na göre, “Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” Ne var ki birçok davada bu hükmün göz ardı edildiğini görüyoruz. Söz gelimi belediyelere yönelik “yolsuzluk” soruşturmalarında savcıların ve hakimlerin nüfuz edemeyecekleri teknik hususlar nelerdir? Dosya münderecatına bakıldığında asgari hukuk bilgisiyle karara bağlanabilecek problemlerin çözümünün bilirkişiye havale edildiğini görüyoruz. Hakim ve savcıların gitgide ağırlaşan malum “mesai yükü” yüzünden bu yolu tercih ettiklerini düşünmek mümkün. Ancak siyasi mahiyet taşıyan davalarda “topu bilirkişiye atma” kolaycılığı aynı zamanda yargı süreçleri üzerindeki siyasi baskı meselesini de gündeme getiriyor.

İmamoğlu’nun söz ettiği örneğe bakın. İBB Başkanı CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda ve kendisi aleyhine açılan davalarda hep aynı bilirkişinin görevlendirildiğini iddia etti.

İstanbul’da 8.806 bilirkişi var. Bütün dosyalarımızda bize hep aynı bilirkişinin düşmesi tesadüf olabilir mi?” diye sordu İmamoğlu. Ne dersiniz, tesadüf olabilir mi? Sözü edilen kişi muhasebe uzmanı olduğu halde İstanbul Büyükşehir başta olmak üzere CHP’li belediyeler veya İmamoğlu ile ilgili açılan her davada nasıl bilirkişi olabiliyor demeye getirdi İBB Başkanı. Sizin bir cevabınız var mı?

İmamoğlu’nun dile getirdiği bir “yargı anekdotu” daha var: Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sırasında 2015 yılında yapılan bir ihale nedeniyle yargılandığı davada Danıştay, kendisinin sorumlu olmadığını karara bağlamıştır. “Danıştay’ın bu kararının altında 5 yüksek yargıcın imzası vardır.” Buna rağmen İmamoğlu aleyhine yine dava açılır.

Danıştay’ın 5 yüksek yargıcının benimle ilgili görüşünü yeterli bulmayan mahkeme konuyu bir bilirkişiye emanet etti” diyor İmamoğlu. Bilirkişi ise bir iç denetçi raporuna dayanarak Başkanın ihalede sorumluluğu olduğunu iddia eder, bu ifade iddianameye de girer. Oysa böyle bir iç denetçi raporu yoktur. “Avukatlarımız böyle bir rapor olmadığını mahkemede ispat etti. Buna rağmen, yani olmayan bir rapora rağmen mahkeme iddianameyi kabul etti” diye anlatıyor İBB Başkan.

Bunlar korkunç iddialar. Bunlar siyasi polemik konusu olarak görülüp geçilecek iddialar değil. Bunlar siyasetin değil, hukukun ve yargı düzeninin problemleri. Bunlar ülke olarak tercihimizi yapmamızı gerektiren bir yol çatalının işaretleri: Her medeni millet gibi “Gerçek anlamda adalet dağıtan bir yargı düzenine sahip olmak” mı hedefimiz?

Yoksa işlerimizi yine gücü olanın dediğinin olmasıyla, birbirimizi yemekle, kutuplaşmayla, kavgayla, yani siyasetle mi halletmeye çalışacağız?

Mesele Tayyip Erdoğan da değil, Ekrem İmamoğlu da değil, Mansur Yavaş da değil, başka bir siyasetçi de değil… Mesele bizim neyi kendimize yakıştırdığımız…

YORUMLAR (188)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
188 Yorum
  • okur / 29 Ocak 2025 16:24

    Amaç basit; Bu haksız adaletsiz düzenin devamını isteyenlerin iktidarı ne pahasına olursa olsun bırakmak istemeyişleridir. Kim onlar?; çoğunluğu kayıt dışı kazanan vergi vermeyen ama her türlü iktidar nimetinden faydalananlardır. örnek Esnaf ve ticaret kesimi, mesleksiz siyaset bezirganları, medya ve tarikatlar...

    Yanıtla (1) (0)
  • tavşan. / 28 Ocak 2025 14:30

    Adil bir devlet vatandaşlarına farklı inançları var diye ayrımcılık yapamaz.

    Bu konuda anlaşıyor muyuz? Yoksa, bu ırkçılık olur değil mi?

    Yanıtla (16) (4)
  • Bozkurt / 28 Ocak 2025 14:59

    Bu ülkede tek parti döneminden beri en büyük ayrımcılığa uğrayanlar Müslümanlar olmuştur.. Bu ulkede Müslümanlar ve Müslümanların inancı olan Islam; daha yakın bir süre öncesine kadar; bu ülkenin darbeci zihniyeti ve laikçi, mezhepçi sol destekçileri ve besleme imtiyazlı burjuvazi tarafından birinci tehtit olarak algılanmıştır.. Buldukları ilk fırsatta yine benzer şekilde davranacakları aşikar..

    Yanıtla (6) (39)
  • Karar okuru / 28 Ocak 2025 18:09

    Müslümanların kendine yaptığını dünya bir araya gelse yapamaz. Şu taşra komplekslerini de din ile karıştırmayın.

    Yanıtla (15) (3)
  • Öteki / 28 Ocak 2025 18:51

    Yanlış. Türk, Sünni, Hanefi, Nakşi Müslüman her zaman el üstünde olmuştur ülkemizde.

    Yanıtla (14) (3)
  • Dündark / 28 Ocak 2025 22:07

    Onun içinmi tek parti döneminde Diyanet işleri, İmam hatipler, İlahiyat fakülteleri kuruldu. Kuran'ın meali yapıldı. Eğer tarikatlığı müslümanlık sayıyorsan ruhban sınıfı dinin neresinde var.

    Yanıtla (7) (0)
  • Yavuz Selim / 28 Ocak 2025 22:59

    Bozkurtmuş, bırak bu safsataları. Hangi Müslümanmıs onlar? Bu ülkenin kahır ekseriyeti zaten Müslüman değil mi? Eğer dincilere zulüm yapılmış dersen ... Keşke bu dinciler hiç olmasaydı Türk Milleti medeni dünyanın, evrensel hukukla yönetilen devletlerin bir üyesi olurdu. Türk Milletinin tarihteki en büyük talihsizliği bu ilkelligi asamamış toplumlarla karşılaşması olmuştur.

    Yanıtla (4) (0)
  • Bozkurt / 29 Ocak 2025 00:06

    @tavşan...Ne demek istediğim yazılan karşı yorumlardan daha da iyi anlasilmiyor mu..?

    Yanıtla (0) (0)
  • Zompçu Dayı / 28 Ocak 2025 22:42

    Ekrem Imamoğlu sahteliği parçalarından akan yan sanayi üretimi çakma bir üründür. Ülkeye bir faydası olabileceğine inanmak saflık değilse kötü niyettir. Adam gibi bir aday çıkarılsa iktidar çoktan giderdi; Kılıçdaroğlu, Imamoğlu gibi çapsızlar sayesinde hala tepemizdeler.

    Yanıtla (2) (5)
  • HAYRETI MUCIP / 28 Ocak 2025 10:09

    Ibrahim Bey , hep aynı bilirkişinin görevlendirilmesi konusunda biz gariplere soruyor ,
    -- Sizin bir cevabınız var mı?
    Sahsen benim var ; cuma günü Imamoğlu ifade vermek üzere savcılığa gidecek !
    Yani kimse yargıya parmak sallayamaz ! ama yargı işte böyle sallar !
    'Seviyorum işte , var mı diyeceğin '!

    Yanıtla (4) (53)
  • HAYRETI MUCIP / 28 Ocak 2025 10:53

    Ben esas , Cuma günü Imamoglu'nun kendiliğinden savcılığa gidip gitmeyeceğini merak ediyorum !

    Yanıtla (4) (10)
  • HAYRETI MUCIP / 28 Ocak 2025 13:51

    Hayret ki ne hayret !
    Burdaki kinaye anlaşılmıyor ha !
    E ne yapalım , yapacak bir şey yok !

    Yanıtla (12) (2)
  • karar okuru / 28 Ocak 2025 15:06

    Yorumun başına, kinaye iki nokta üst üste, yazsaydın...

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar okuru / 28 Ocak 2025 18:07

    Genetik diyince de millet kızıyor!!! Ama sizde yanlış yapıyorsunuz yetişkinlerin temel yetenekleri konusunda yapılan araştırmalarda ülkemiz yetişkinlerinin basit matematik soruları ve biraz karmaşık metinleri anlamakta çok zorlandığını gösteriyor.

    Yanıtla (3) (0)
  • Nuri / 28 Ocak 2025 18:24

    Kinaye iki anlamdan yakın olanı öne sürüp uzak anlama değinme sanatı ama o uzak anlamı ben anlamadım.

    Yanıtla (1) (0)
  • okur / 28 Ocak 2025 21:52

    kardeşim millet zaten sinirden ne yaptığını bilmiyor,kusura bakma:)

    Yanıtla (0) (0)
  • Münire özkan / 28 Ocak 2025 16:14

    Sözü edilen belediye başkanının her daim yalan söyleme gibi bir alışkanlığı olduğundan olmasın

    Yanıtla (1) (25)
  • Whby / 28 Ocak 2025 19:25

    Yalanlarını yine yalanlarla ört bas etmeye devam ediyor, özeleştiri yapacaklarına yalanlarına devam edip yalan deryasında yüzdüklerini bile farketmiyorlar, bu nasıl bir vicdan bu nasıl bir yüzsüzlük, işçi, emekli, çiftçi sürünüyor, milletin iradesi hiçe sayılıyor.

    Yanıtla (5) (2)
  • cumalim / 28 Ocak 2025 22:13

    Haklısın, 23 Yıllık iktidardan başka ne beklenir ki.

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 28 Ocak 2025 21:46

    kardeş sen birilerini birileriyle karıştırıyorsun galiba 2019 da memurlara verilen sözleri hala unutmadık.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mehmet Hatipoğlu / 28 Ocak 2025 21:41

    Temiz olana sıra gelmez vede kendini aslanlar gibi savunur halkta sahip çıkar. Amma önüne gelene hakaret ,kimseyi tanımam dokunulmazım edasıyla ortada dolaşırsan kusura bakmayacaksın. İsnat edilen (ilçe belediyelerine) suçları görmezden gelip bilmem ne kadar oy almış diye yaptıklarını yok saymak ne.....

    Yanıtla (0) (1)
  • İnşMüh. / 28 Ocak 2025 21:34

    Bir heyet kurulur, Olay incelenir. Heyet çoğunluğu beraberce mutabık oldukları konuları rapora çevirir. Karara katılmayan azınlık üyeler itiraz kaydı ile imzalar. Bilirkişi raporlarının başka bir çeşidi yoktur. Ama bu şahıs, Heyetçe değil, kendi başına rapor hazırlamış. Diğer üyelere imzalayın diye uzatmış, onlarda ne bu diyerek imzalamamışlar. Bu sefer şahıs kendisi tek başına imzalayıp, mahkemeye vermiş. Geçersiz yani korsan rapor işte budur. Ne yazıkki işlem görmüş. Yani, Su yanarsa.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sami / 28 Ocak 2025 21:23

    Korku dağları bekliyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Salimok. / 28 Ocak 2025 21:22

    Yargının nasıl siyasallaştığını bu kısacık yazıda, sadece birkaç örnekle ne güzel anlatmışsınız. Bütünün fecaati malum. Bir başka yargı organı YSK'nın Anayasanın kesin hükümleri varken Mühürsüz oylar, 3.Kez adaylık, Bir zarftan çıkan 4 pusuladan birinin iptali gibi tartışılan mevzuları var. AYM'nin, Anayasayı değiştiren kararlarına ben YSK kararlarına karışamam demesi. Hükümetin ve Meclisin AYM kararlarına uymaması, AHİM kararlarına uyulmaması.

    Yanıtla (1) (0)
  • Cemal şimsek / 28 Ocak 2025 20:16

    Bunlar 1920 lerden 1950 lere kadar seçimsiz milleti yönetmeye alışmış.

    Yanıtla (3) (16)
  • SİNAN / 28 Ocak 2025 21:05

    Yapıştığınız koltuğu bırakmamak için 23 yılın sonunda 40 takla atıyorsunuz. Ancak devletin tüm gücünü elinde bulunduran o dönemin CHP'si, 1950 yılında iktidarı devredecek kadar olgun davranıyor. Demokrat Parti ile birlikte seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu yapıyor. Ya şu an?

    Yanıtla (3) (1)
  • YETER SÖZ MİLLETİN / 28 Ocak 2025 20:43

    Aslında AKP diyorki bize oy verin bize vermiyorsanız sakın yanlış yapmayın ya CHP ye ya da MHP ye oy verin. Hatta DEM e bile razı. Ben böyle görüyorum böyle okuyorum. Yani körler sağırlar bir birini ağırlar. İYİ, MİLLİ YOL,SADET gibi partilerden hepsinin ödü kopuyor.

    Yanıtla (2) (0)
  • Hüseyin / 28 Ocak 2025 06:23

    Adaletsizlik bir insanı dinden soğutur.

    Yanıtla (42) (3)
  • Likya / 28 Ocak 2025 13:35

    Kemalizm sosyalizm liberalizm milliyetçilikten de soguttu be..

    Yanıtla (3) (8)
  • Hikaye / 28 Ocak 2025 15:05

    Ne milliyetcisi.Teröriste Tbmm ye gel konuş deyip hala oyları yerinde sayan milliyetcilik mi?

    Yanıtla (20) (0)
  • okur / 28 Ocak 2025 17:57

    islamla adaletsizlik arasında bağ kuruyorsan ya islamı anlamadın ya adalet kavramını. din bezirganının suçu kendisine aittir. islama maledilemez.

    Yanıtla (2) (2)
  • ali h.oğlu / 28 Ocak 2025 22:30

    Tanrının sözleri değil, Din adamlarının o sözlerden ne anlayıp, anlattığı yaşanan dindir. Dolayısıyle din eleştirilebilir. Bu, Tanrının sözlerine değil, anlatılana, yaşanana yani insana tenkittir.

    Yanıtla (3) (0)
  • Nuri / 28 Ocak 2025 18:27

    Niye. Din Yani Dinin sahibi Allah mı emrediyor ki adaletsizliği. Dinden Allah'ın kurallarından Allah'tan seni uzaklaştıran nedir. Adaletsizliği kim yapıyorsa ondan soğursun.

    Yanıtla (3) (2)
  • Gülümseyen / 28 Ocak 2025 18:13

    Bölüğün birinde çelimsiz bir er varmış ve çavuş onu durmadan dövermiş. Bölük komutanı çavuşu hep uyarırmış ama çavuş bir türlü vazgeçmemiş çelimsiz eri dövmekten.

    Bir gün çavuş terhis olmuş. Bölük komutanı çelimsiz eri çavuş yapmış dayak yemekten kurtulsun diye. Komutan ertesi gün bir de bakmış ki çavuş yaptığı o çelimsiz er başlamış diğer erleri dövmeye.

    Türk siyasi tarihinin kısa bir özetidir bu hikaye.

    Yanıtla (2) (0)
  • Türkoğlu / 28 Ocak 2025 09:39

    Esas sorulması gereken konu şudur. Mevcut iktidar oturduğu koltuktan kalkmaktan niçin bu kadar tedirgin oluyor ? Burada anormallik var.

    Yanıtla (52) (0)
  • Bir Dost / 28 Ocak 2025 12:06

    Ekmeleddin, Muharrem, Kilctaroglu girdikleri seçimleri kazandılar da; Erdoğan koltuktan kalmadı mi...Yerel seçimlerde kazanilan belediyeler CHP'ye teslim edilmedi mi..?

    Yanıtla (5) (36)
  • İhsan Canpolat / 28 Ocak 2025 15:43

    Etmemek için gayret edildi ama

    Yanıtla (20) (4)
  • Nuri / 28 Ocak 2025 18:21

    Edilse de değişmedi.

    Yanıtla (0) (0)
  • kartal / 28 Ocak 2025 16:41

    türk oğlu adlı yorumcu kardeş %51 demokratik seçimle seçildinizde iktidarı vermeyenmi var.

    Yanıtla (1) (13)
  • Yorumcu / 28 Ocak 2025 16:40

    Çok yoğun propoganda/antipropoganda uygulamaları var. Dün tüm tv kanallarında akp'nin gençlik kolları toplantısı vardı. Diğer partilerin kurultayları, genel kurulları ekranlarda iki dakika yer alamazken bu size de ilginç gelmiyor mu? İmamoğlu ile ilgili gelişmeler de bu antipropogandanın en özgün örneği.

    Yanıtla (9) (0)
  • Okur / 28 Ocak 2025 16:39

    Adalet devletin temelidir. Devletin temeline kasteden herkes, mevkii si ne olursa olsun, tarih yazıyor.

    Yanıtla (7) (0)
  • Okur Dayı / 28 Ocak 2025 16:16

    Yüz kızarması olan bir yurttaş olarak yerel seçimde Mansur Yavaş 'ı tercih ettik, İstanbul'da yaşasaydım Ekrem İmamoğlu'nu desteklerdik, öyle bir karar aldık.Şimdi de geç olmakla birlikte parti tercihimizi değiştiriyoruz zira ülkeda hukukun yerle yeksan olduğunu büyük bir utançla görüyoruz.Burada mağdur edilen bir kesim var....

    Yanıtla (15) (1)
  • Ali cavcav / 28 Ocak 2025 15:19

    Hepsi gecer, hepsi gecer bunlarda gecer. Ibrahim Tatlisesin sarkisi birgün gercek olacak,garantili.

    Yanıtla (0) (0)
  • Burhanettin Aktı / 28 Ocak 2025 15:18

    Yazı kapsamında ifade edilen bütün hususlara harfiyen katılıyorum.
    Mesele; vatandaş olabilmektir, hakkaniyet ölçüleri dahilinde yapılmak veya dayatılanı görebilmektir. Ahlak ve akıl sahibi olan herbirimizin insani- vicdani sorumluluğuna havale ediyorum.

    Yanıtla (9) (0)
  • Öteki / 28 Ocak 2025 14:02

    Bu sayın bilir kişi 'bunların yarası büyük' demiş. ne demek bu şimdi. taraf olmak değil mi?

    Yanıtla (15) (4)
  • Dokuzuncu köy / 28 Ocak 2025 14:33

    O bilirkişi falan değil özel olarak görevlendirilmiş bir şahıs. Bilirkişileri mahkemeler uzmanlık alsnlarına göre tayin eder ama hakim onun raporlarına riayet etme gibi bir mecburiyeti de yoktur. Onların gizlilik gibi bir zorunluluğu da yok. Zaten her şey aleni olması lazım.

    Yanıtla (14) (0)
  • Hikaye / 28 Ocak 2025 15:03

    O bilirkişi daha neler dememiş.Yalama medyaya konuşmuş sadece.Yargıya ve hukuka güvenelim ,kararlarına saygı duyalım demiş.Gelde şimdi sen bu adama tarafsız de, kara mizah yahu.

    Yanıtla (15) (0)
  • ÖTÜKENLİKURT / 28 Ocak 2025 14:55

    Biz Alpaslan Türkeş'in eğitiminden geçtik! Hiçbir menfaat, hiçbir ödül, hiçbir makam onurumuzdan, namusumuzdan şerefimizden zerre fedakarlık etmemize değmez! Yargı demişken Ümti beyin tutuklanmasına bakalım; İstanbul olay yeri değil, müşteki ikametgahı değil, sanık ikametgahı değil!?
    Ya ne? İktidarın emir ve komutasında birileri var ve emirle işlem yapıyor! Ben bir hukukçu olarak bu kadar büyük bir aşağılanmayı hiçbir şey için göze alamam! Nasıl insanların yüzüne bakıyorlar anlamıyorum.

    Yanıtla (17) (1)
  • ÖTÜKENLİKURT / 28 Ocak 2025 14:48

    Açık açık bir şey söyleyim mi; ben 12 eylül döneminde bu kadar çileden çıkmamıştım. Elbette idamlar ciğerimizi yaktı, dostlarımızın cezalar alması bizi çok üzdü ama bunu yapanlar despot darbecilerdi!

    Bugün sözde bizim seçtiklerimiz yönetiyor ülkeyi ama biz darbe dönemini bile özlüyoruz! Bu nasıl olur yahu!

    Yanıtla (20) (1)
  • Cenk Cemil / 28 Ocak 2025 13:55

    Sayın Yazar, bece bu iş "Partili Cumhrbaşkanlığı Modeline" hiç kimseden ses çıkmayarak kabul ettiğimiz günden itibaren rayından çıktı diyorum ! Çıkış o çıkış, şu anda herkes "Battı balık, yan gider" özlü sözüne kendisini kaptırmış gidiyor ! Allha sonumuzu hayretsin dşyecem amai bu gidişatta hayrı hiç görünmüyor diyorum.

    Yanıtla (11) (0)
  • Bilal / 28 Ocak 2025 13:36

    “Cumhuriyet ki, adalet, meşveret ve kanunda inhisâr-ı kuvvetten [kuvvetin kanunda toplanmasından] ibarettir. Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olur (yaygınlaşır)” bsNursi ra.

    Yanıtla (5) (2)
  • Cenk Cemil / 28 Ocak 2025 13:17

    2- ...diyerek yerel mahkeme kararını bozmuş ve Hazine Avukatının siteği doğrultusunda 9 Dönem Arazimiz Milli Emlâk müdürlüğüne tescil edilmiştır. Yani, bizim burada şaşkınlıktan Bilirkişi Rapaorlarına dair dilimizi yuttuğumuz olay şudur ! Önceki ve lehimize 3 Orman Mühendisinin verdiği Rapor, bir Orman Y. Mühendisince bozulabilmiş ve karar 3 kişinin raporu yerine bir kişinin verdiği rapor kabul edilerek açıklanmıştır ! Yargıtay burada hem 1 sayısını 3'ten daha büyük kabul etmekle hata etmiştir,

    Yanıtla (4) (0)
  • ido / 28 Ocak 2025 12:41

    En yüksek Papua Yeni Gine kinası - Türk lirası kuru 25 Ocak 2025 tarihinde 1 Papua Yeni Gine kinası = 8,9493 Türk lirası ile gerçekleşti.
    Az sabır,
    89 tl olmasına az kaldı.
    tersi olsaydı İmamoğluyla uğraşmana gerek kalmazdı.

    Yanıtla (7) (0)
  • ihsan canpolat / 28 Ocak 2025 12:26

    burada bahsedilen hukuksuzlukların işlenmesi toplumun umurunda değil. yorum bitti.

    Yanıtla (6) (0)
  • Namık Kemal Bayraktar / 28 Ocak 2025 12:22

    Yazdığınızın aksine asıl mesele,son paragraftaki 3 kişilik listede yer alan her konuda yetkili ilk isimdir.

    Yanıtla (2) (0)
  • karar okunur / 28 Ocak 2025 12:01

    Anket sonuçları rahatsız ettikce kötülükte artıyor. Halkın umudu Ekrem İmamoğlu. Güneş balçıkla sıvanmaz.

    Yanıtla (14) (0)
  • KARAR OKURU / 28 Ocak 2025 11:57

    Bunlar iktidarı kaybederlerse, heybelerinde Türkiye’nin üç günlük ihtiyacını karşılayacak kadar turp olduğunu biliyorlar.

    Sağa sola saldırmalarının, her saniye yalan söylemelerinin nedeni bu.

    Korkuyorlar.

    Yanıtla (11) (0)
  • Demokrat / 28 Ocak 2025 02:09

    Lafi egip bükmeye gerek yok. Ülkenin en büyük probleminin ne oldugunu, kim oldugunu herkes biliyor ama artik tren kacti.

    Yanıtla (42) (0)
  • Dikbaşlı Karar Okuru / 28 Ocak 2025 10:41

    " Lafı eğip bükmeye gerek yok." demişsin ama Demokrat lafın sonunu getirememişsiniz, geveleyip bırakmışsınız. Demokratlık bu değil.

    Yanıtla (2) (19)
  • Bozkurt / 28 Ocak 2025 11:55

    Eger bir problem göruyorsaniz; sandık orada..Mevcut iktidardan memnun değilseniz ona gore siyasi bir tercihte bulunursunuz..Sandiktan istediginjz sonuc yine cikmadiginda yok eğer fişekleri kuşanıp dağa çıkmak ve darbe gibi başka planlarınız var ise; sonuçlarını da göze almalısınız..

    Yanıtla (0) (23)
  • Bir Emekli / 28 Ocak 2025 00:59

    *Bir günlük adalet altmış yıllık ibadetten faziletlidir. Hz. Muhammed
    *Adalet güzeldir, fakat emir’lerde olursa daha güzel olur.Hz. Muhammed
    *Adalet mülkün temelidir. HZ. ÖMER
    *Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. HZ. MUHAMMED
    *Adaletli sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesi ve mızrağıdır. HAZRETİ MUHAMMED
    “Mal cimride, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa düzen bozuktur.” Hz.Ebubekir

    Yanıtla (57) (2)
  • Ali Efe / 28 Ocak 2025 03:57

    Sonuç nedir ? Peygamberin veya halifelerin söylediklerini sıraladik bir iki de ayet ekleyelim. "Ne alim adam olduk" abi havasi atalım. Bu arada hile-i şeriye veya hülleyi de yan cebimizden ayirmayalım.
    Canımız isterse ülkemizi Dar ül Harpbilan edip devletin fonksiyonlarını yerine getirmesini engelliyelim, canımız isterse muhalifleri kafir ilan edelim.
    Ama biz hep dindar kalalım.
    Hani deler ya Kuran ölüye değil diriye ama okuyan ve iman eden diriye.

    Yanıtla (41) (2)
  • Bir Emekli / 28 Ocak 2025 10:40

    Müslüman Kul hakkına duyarlı olur...
    KulHaķķıMüslümanın en hassas olması gereken konu..! hepimiz dikkatli olsak,..kendine yapılmasını
    istemediğini başkasına yapma der Atalar.kendi saçının çekilmesinden hoşlanıyorsan başkasının saçını çekmeyeceksin.kendinden hesap sorulmasini istemiyorsan başkasına hesap sormayacaksın.açıklama
    yapmayi sevmiyorsan açıklama yapılmasını istemeyeceksin

    Yanıtla (5) (0)
  • Kar / 28 Ocak 2025 18:48

    Eee, ataları öyle demeyen kültür, toplum yok! Ne Budizm, ne Yahudilik ne hristiyanlık hatta ne de komünizm kötülük yapın, zina işleyin, yalan söyleyin, başkalarının hakkını yiyin, öldürün demiyor! Bugün ne yaşıyoruz önemli olan o!

    Yanıtla (0) (0)
  • canpolat / 28 Ocak 2025 11:54

    Geç bunları anam babam geç bunları. Onlar ki, kendileri bile ne özel hayatlarında da nede halkta da adalet sağlayamamış ve biri birine girmişlerdir.

    Yanıtla (7) (0)
  • Cihanzade / 28 Ocak 2025 11:26

    "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." "Adalet mülkün temelidir." Bu yüce sözlerin değeri ve hükmü kalmadı. İktidar ne milleti dinliyor, ne adalete inanıyor. Tam tersine milleti boş vaaterle oyalıyor, asılsız iddialarla kandırıyor, ayırımcı ve karalayıcı ithamlarla bölüyor. Yargıç ve savcılara hükmederek, emir kulu bilirkişiler ve yalancı tanıklar kullanarak adaleti yozlaştırıyor. Adaletin kalmadığı yerde mülk, ayırımcılığın siyaset olduğu yerde millet yaşayamaz.

    Yanıtla (6) (0)
  • Mehmet / 28 Ocak 2025 11:16

    Mesele derin devlet. Kim bunlar ABD mi mason locaları mı. Ak sakallılar mı zannetmiyorum. Ak parti Fetö meselesi ve Ergenekon ile devlette temizlik yaptı. Elinde kaliteli insan olmadığından liyakatsız ama itaat edenleri devlete n yerleştirdi. Şimdi asker adalet MİT basın elinde.. Birde meral gibi açığı olanlar yanımda. Kim kazanır Mansur onuda derin CHP'liler aday etmez

    Yanıtla (4) (0)
  • Malkoç / 28 Ocak 2025 08:12

    aslında mesele kimse değil ... mesele aç ve açıkta kalmak !?.... İlk insanlar Ademle Havva cennetten kovulupta dünya hayatıyla tanışınca en önemli meseleleri beslenme ve barınma oldu ... İlk iki sıra , beslenme ve barınma... mağara ile barınma , avlanma yoluyla da beslenme ihtiyaçlarını giderdiler.. sene 2024 başa döndük.. beslenme ve barınma .. maaş 14.500 , kira 20.000 ..o da bulursan .. peynir zeytin 350 TL ..kıyma 650 .. aç ve açıkta ... asıl mesele bu!..

    Yanıtla (8) (0)
  • Batumlu / 28 Ocak 2025 11:12

    Malkoç kardeşim doğru diyorsun ama bütün şikayetlerinin çaresi hukuk, demokrasi, adalet Dünya'da bunların olduğu ve olmadığı ülkelere bakabilirsin

    Yanıtla (6) (0)
  • okur 41 / 28 Ocak 2025 11:08

    Her şeye rağmen haklı galip gelecektir, bu karanlık günler de bitecek. Umarım Türk halkı olarak bugünlerin tecrübesi olarak gerçek hukuk sistemi, çalışan ve herkese eşit mesafede bir adalet, gerçek anlamda demokrasi içselleşmesini alır ve uygular.
    Cenabı Allah adalet ile hükmedin emrini kime vermiştir. Bizler o grubun dışındayız galiba!

    Yanıtla (5) (0)
  • Murat Eroglu / 28 Ocak 2025 11:06

    " Gizli Tanik " rezaletini hatırlatmak istiyorum. Niye gizli? Mahkum etmek icin manivela. Benzer şey, bilirkişi raporlarıyla da yapılmakta. Hatta Raporu beğenmeyince, başka bilenler atanıyor. E. İmamoğlu´nun 2015 deki davasında 5 yüksek yargıç "sorumluluğu yoktur" kararına rağmen yeniden mahkeme aciliyorsa. Bu bir keyfi tutumdur. Bizi karanliga çekiyorlar! Asgari Ücretle yaşamamızı ve Yeni Anayasa geliyor kabul ettirmek için susun demek istiyorlar. Tek tek ezecekler ama birlikten kuvvet dogar!

    Yanıtla (9) (0)
  • OKUR / 28 Ocak 2025 10:59

    Sn.Bahceli boş dururmu dün topa tuttu
    İmamoğlu’nu basın açıklamasında
    "İstifa et topla 100 bin imza adaylığını açıkla."

    Yanıtla (0) (4)
  • Haylaz Yaramaz / 28 Ocak 2025 09:42

    Asıl meselenin özü:İSTANBUL. Alan tüm ülkeyi, kaybeden..!
    CeHaPe mi burda asıl konu? Yine hayır:) İmamoğlu bir taş arkasından Yavaş. Doğru olabilir. Doğrusu, vura vura zayıflat sur’u. Zayıflar yıkılırmı? Bizans alınmışsa eğer, neresi yıkılmazki? Tamam da oyuncağı kırılırsa çocuğun, neyle oynayacak ondan sonra?

    Yanıtla (9) (0)
  • Hemhâl / 28 Ocak 2025 10:56

    Yıkılmaz o kale daha da güçlenir

    Yanıtla (3) (0)
  • Abidin / 28 Ocak 2025 10:55

    Sayın yazar adrese teslim bilirkişi raporları, uydurma deliller, olmayan suçu üretme bunlarin hepsi Fetö taktikleri, anlaşılan iktidar bu taktiklerle yol yuruyecegini sanıyor ama milletin vicdani kabul etmez o yürüdüğü yollar gün gelir ayağına dolanır. Kaldı ki Ali Tatar, Türkan Saylan, Kuddisi Okur gibi birçok kişinin ahı yerde duruyor daha.

    Yanıtla (8) (0)
  • o aslan / 28 Ocak 2025 10:39

    Allah kimsenin ahını kimsede bırakmaz.
    Ne bu dünya nede bir ikdidar kimseye mülk kalmaz kalmamıştır,helbbette her tünelin her karanlığın bir çıkışı vardır

    Yanıtla (15) (0)
  • Xokur / 28 Ocak 2025 10:36

    Çoktan beri böyle
    Irsızlar tahliye, polislere müabbet
    Velhasıl “taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar” Nasrettin Hoca rahmet istedi bizden…

    Yanıtla (1) (0)
  • İLHAN CENGİZ / 28 Ocak 2025 10:32

    Sn. Kiras; Türkiye, yirmi yıldır yaşadığı ve giderek şiddetlenen bu tablo ile "ortadoğulu bir muz cumhuriyeti" oldu maalesef! Böyle bir ülkede ne yerli, ne de yabancı yatırımcı yatırım yapmaz. Yapan da bu tablo karşısında dükkanı kapatır gider!. Nitekim bir kaç yıldır kapanan şirket sayısı kurulandan fazla. Siyasi muktedirlerin "ekibindenseniz" önünüz her yerde açılır, itfaiye raporu bile aranmaz! Böyle bir tabloyu kendine yakıştıramayanlar da ülkeyi terk edip giderler!

    Yanıtla (5) (0)
  • Deli Kurt / 28 Ocak 2025 10:06

    Neden herkes Türkiye’den gitmek istiyor ?



    Trump, ABD’den kaçak göçmenleri sınır dışı ediyor. Bunlar içinde 80 bini Türkiye’den giden kaçaklardır. Almanya’da kaçakları sınır dışı etmek için yasa tasarısı hazırlandı. Almanya’da Türkiye’den giden kaçak 300 bin kişi var ve bunların yüzde 90’ının iltica talebi reddedildi ... neden acaba ? bay Kemal ve ce haa pe' nin yüzünden olmasın..

    Yanıtla (13) (0)
  • Karar okuru / 28 Ocak 2025 04:18

    Adalet ve kalkınma adı sadece isim olarak kaldı.

    Yanıtla (39) (0)
  • Mr / 28 Ocak 2025 09:48

    Bu otel turizm bakanlığı tarafından denetlenmiştir tabelası.

    Yanıtla (11) (1)
  • Okur / 28 Ocak 2025 09:48

    Malumun ilanı olacak ama olan şu, bir kişi sandıkta yenemediğini iftira kumpas ve mafyatik yöntemlerle ortadan kaldırmaya çalışıyor. Muhalefeti ve halkı sindirmeye çalışıyor. Yasalara göre meşruiyetini kaybetmiş bir iktidar ele geçirdiği devleti halkın üstüne sürüyor. Dağları aşmış sorunları çözemediği gibi, yeni sorunlar çıkarıp, Cambaza Bak devam ediyor.

    Yanıtla (24) (0)
  • koca kurt / 28 Ocak 2025 09:46

    Kötü uygulama sayısı öylesine arttı ki ilerleyen süreçte muhalefete düşüp aynı uyğulamalara tabii olmakta var. Ülkeyi yönetenler soğuk kanlı ve sağlıklı karar almak zorundalar enerjimizi boşa harcamayalım

    Yanıtla (8) (0)
  • Cem / 28 Ocak 2025 07:29

    Avrupa sesimizi duymuş , az daha liderlik !... Organized Crime Index tarafından hazırlanan rapor, İstatiksel sayfasından görselleştirilerek paylaşıldı. Suç örgütlerinin varlık ve etkinlik düzeyleri 1’den (en düşük) 10’a (en yüksek) kadar derecelendirilerek sıralandı.

    Raporda, Türkiye 8,5 puanla Avrupa'da organize suç etkinliğinin en yüksek olduğu 2. ülke oldu.

    Avrupa ülkelerinde organize suç ve mafya tarzı grupların etkinlik seviyelerinin en yüksek olduğu ülke ise 9 puanla İtalya oldu..

    Yanıtla (16) (0)
  • Mr / 28 Ocak 2025 09:46

    Avrupa Avrupa duy sesimizi, bu gelen Türklerin ayak sesidir. Ha birde Avrupa bizi kıskanıyor.

    Yanıtla (13) (0)
  • Çetin / 28 Ocak 2025 09:28

    İşin açığı akp her zaman kendinden yana yontar.Adalet olmazsa rahat at koşturur. Ekonomi de düzelmez. Ha hiç de umurlarında değil.Nasıl olsa kayyum atayarak yine kendi borusunu öttürür.

    Yanıtla (12) (0)
  • OkuRR / 28 Ocak 2025 00:12

    "Ortaokuldayken, Türkçe hocamız tahtaya konuşanların değil, konuşmayanların ismini yazdırırdı. Bir gün derste şöyle demişti: Çocukları konuşturmazsan, konuştuğu için cezalandırırsan, gelecekte ya hiçbir olaya tepki vermeyen, cesaret edip konuşamayan ya da konuşamadığı ve kendisini ifade edemediği için her şeyi zorbalıkla halletmek isteyen bir toplum yaratırsın." Bugün geldiğimiz noktada gerçekler büyük ölçüde ortaya çıktı ama hâlâ yalan söylemeye devam ediyorlar.."Alıntı

    Yanıtla (53) (1)
  • ibrahim cevahir / 28 Ocak 2025 09:04

    ileri demokrasi bu olsa gerek biz konuşuruz siz de başınızı evet anlamında sallarsınız istenen bu, Öğretmeniniz ne kadar doğru ve ileri görüşlü harika bir tespit kişiler de yerli yerinde .

    Yanıtla (12) (1)
  • Okur / 28 Ocak 2025 08:22

    Beni, şimdiye kadar yaptıklarından daha çok, bundan sonra koltuktan kalkmamak için yapabilecekleri endişelendiriyor, çünkü gitme vakitleri yaklaşıyor.

    Yanıtla (13) (0)
  • Evrensel Karar / 28 Ocak 2025 08:21

    Sayın Yazar çok basit; insanı diğer canlılar gibi doğal, animal ve biyolojik olarak ele aldığımızda; servet, şehvet ve devlet (otorite) gücünü kullanırken diğer canlılarla aynı refleksi gösterir. Gelişmiş ülkeler akıl, bilgi, ahlak, kanun, kural ve kurumlar üreterek bu animal canlının sürü gibi davranmasını engellenmiştir. Bunu yapamayan toplum ve bireyler diğer canlılar gibi avcı ve toplayıcı olarak yaşamını sürdürmektedir. Hırsızlık, yolsuzluk, kayırmacılık, torpil, çökme, kaçırma, öldürme v.

    Yanıtla (5) (3)
  • Yamtar / 28 Ocak 2025 07:54

    ...mesele şu ; 200 liralık banknot, 1 Ocak 2009'da tedavüle çıktı. 200 TL, o gün 132 dolar ediyordu, bugün 5.8 dolara düştü. 2009'da 200 TL ile 3 adet çeyrek altın alınabiliyordu, bugün çeyrek altın için 25 adet 200 TL'yi cebe koymak gerekiyor ... yani 126 dolar çalındı ... milletin cebinden birilerinin ceplerine, birilerinin yurt içi ve yurt dışı hesaplarına gitti... 25 kuruşluk poşet parası için ayağa kalkan necib milletimiz, bir günde satılan 128 milyar dolarının hesabını hâlâ sormadı ..

    Yanıtla (7) (0)
  • Malkoç / 28 Ocak 2025 07:47

    Tasarruf ,; emekçiden, emekliden, çiftçiden, öğrenciden, depremzededen yapıldı .. bir tek itibardan, bir de diyanetten yapılmadı...

    Yanıtla (5) (0)
  • Fani / 28 Ocak 2025 07:34

    Bizde güzel bir laf vardır,kendim ettim kendim buldum, yanarım da yanarım. Devamında da dünya hâli deyip geçecek miyiz, yada doğruları arayacak mıyız.

    Yanıtla (3) (0)
  • Cem / 28 Ocak 2025 07:31

    yine 1. sırada,
    Grand Kartal Otel Yangını (2025, Türkiye):78 ölü
    -Pekin Home Inn Otel Yangını (2018, Çin): 20 ölü
    -Batı Delhi Otel Yangını (2019, Hindistan): 17 ölü
    -Mizpah Otel Yangını (2006, Reno, Nevada, ABD): 12 ölü
    -Regent Plaza Otel Yangını (2016, Karaçi, Pakistan): 11 ölü

    Ne yazık ki, Kartalkaya’daki facia, son 20 yılda dünyada en çok insan zayiatına yol açan otel yangını olarak listenin başında yerini almıştır.

    Yanıtla (11) (0)
  • AHMET GÜLÇUBUK / 28 Ocak 2025 04:54

    Harika ....Ama sonucu değiştirme gücü olmayan ve iktidarın işine yaramıyan bir yazı.

    Yanıtla (7) (0)
  • Ali Efe / 28 Ocak 2025 03:39

    1970 li yılların sonundan bu yana olayları yaşayarak bu güne geldik. 12 Eylül öncesinde Turkiyede yasananlar ve işlenen bazı cinayetler (Sadat Yenigün-İstanbul Üniversitesi Baskını gibi) Amerikalıların ülkeyi teslim etti. Özal "benim memurum işini bilir" dedi. Her şey maddiyata döndü son dönemde de ahlak yoksunu bir topluluk olduk.
    Dediğiniz gibi bu kisi meselesi değil milletimizi bölme yok etme meselesidir.

    Yanıtla (20) (1)
  • Cabbar / 28 Ocak 2025 03:14

    Siyasi gerginlik, hastalıklı bir şekilde artırılıyor. Psikiyatrik bir ülke haline geldik, sonumuz hayırlı olsun.

    Yanıtla (11) (0)
  • karar okuru - ... / 28 Ocak 2025 01:37

    kılıçdaroğlunun kendini cumhurbaşkanı adayı yaparak bu memlekete verdiği zarar asla unutulmayacaktır.

    Yanıtla (30) (11)
  • Öteki / 28 Ocak 2025 01:07

    Kurt, kuzuyu yemeyi kafasına koymuş. ihaleyi Taksim meydanında yapsa bile faydası olmaz. şuna iyice iman ettim ki, paylaşım kavgalarının bitmediği toplumlarda hukuk falan olmuyor. gücü ele geçiren hukuku da ele geçiriyor.

    Yanıtla (27) (0)
  • Ülkesini seven vatandaş / 28 Ocak 2025 00:55

    Bu millet ahlakını yitirdi.İspanya' da bir ara paramiliter bir yap vardı.GAL.Bu yapı ülkede terör estiriyordu.Bu yapı emekli yargı ve yüksek rütbeli askerlerden tarafından yönlendiriliyor hedeflerbelirleniyor tetikçiler infazı gerçekleştiriyordu.Madrid de cumhurbaşkanının öncülük ettiği 1 milyon kişinin katıldığı bir halk hareketiyle örgütün ipi pazara çıktı bitti.Bizdeki hukuksuzluklar için ispanyadan halkmı transfer etsek.Bu milletin sesi çıkmıyor.Şimdide seyyar BİLİRKİŞİ rezaletini yaşıyoruz.

    Yanıtla (40) (1)
  • Musto / 28 Ocak 2025 00:53

    Müflis Tüccar, eski defterleri karıştırır..Batmıştır, Kurtuluş umudu da kalmamıştır.Ayakta kalabilenleri, olası rakiplerini yerini doldurabilecekleri kendisi ile birlikte batırmak istemektedir. O kadar çaresiz ki 10,15 yıl önce kendi hatalarından dolayı yaşanmış olayları tekrar gündeme taşıyıp Gündem değiştirmek. Halkın sorunlarıyla ilgilenmemek havanda su dövmek, boşa kürek çekmek. Bunlar halkın ilgisini çekmiyor sadece, korkuyla acımayla izliyor. Seçim sandığı bir an önce önüne gelsin istiyor.

    Yanıtla (39) (2)
  • Vatandaş / 28 Ocak 2025 00:39

    Ülkeyi/milleti bu gibi uydurulmuş olaylarla meşgul ederek zaman, enerji kaybettirip gerçek gündemden uzaklaştırarak arka planda cebini dolduran, geleceğimizin önüne bariyerler örenleri fark edebilmeli, gerçek teröristleri de hukukla tanıştıracak önlemler de alabilmeliyiz

    Yanıtla (27) (0)
  • Özer / 28 Ocak 2025 00:31

    Mesele koltuk olunca gerisi teferruat.

    Yanıtla (21) (0)
  • Mehmet / 28 Ocak 2025 00:29

    ...ve bütün bunlar herkesin gözü önünde oluyor. Gerçekten hayret edilecek şaşılacak bir durum.

    Yanıtla (19) (0)
  • tavşan. / 28 Ocak 2025 00:26

    Dünyaya pazarlayacak bir şey üretecek becerisi olmayan yığınlar üç beş kuruş için
    Devleti ele geçirenlerde ballı ihaleler için iktidarı destekliyor
    Eğitilmiş kesimin gelirleri düşürülüyor
    Bize oy vermiyorlar diye yurt dışına gitmeleri adeta teşvik ediliyor.
    Böylece iktidarlarının sürekli olması sağlanmaya çalışılıyor.

    Yanıtla (40) (1)
  • tavşan. / 28 Ocak 2025 00:23

    Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkalı çok oldu
    Medeni devletler sınıfında değil
    3 dünya ülkeleri arsında yer alıyoruz.
    23 yıllık iktidar
    Türkiye'yi her alanda çökertti.

    Yanıtla (35) (2)
  • Kuvayi milliye / 28 Ocak 2025 00:20

    Çok kötü bir yola sokulduk.Ülke partizanca dizayn ediliyor.Etkili kişiler ve kurumlar yargı yoluyla baskı altına alınıyor.Demokrasiye ve adalete inanan herkesin sesinin gür çıkması gerekiyor. Yoksa çoğumuz ezik bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

    Yanıtla (28) (1)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 28 Ocak 2025 00:14

    Parti otokrasileri esaslı muhalefet istemez. kendi kontrolünde olan, varmış gibi görünen muhalefet ister. Mevcut iktidar da bu şekilde bir muhalefet istiyor. Askeri dikta yönetimlerini andırır yöntemlerle, bütün kamu imkanlarını, mevcut meri hukuk hükümlerine aykırı şekilde kullanarak kazanma şansının az olduğunu düşündüğü rakiplerini devre dışıbırakmaya çalışıyor. Öbür taraftan oluşturduğu parti otokrasisinin muhalefetin eline geçtiğini düşündüğünde, bu durumun ne kadar vahim olduğunu da anlıyo

    Yanıtla (11) (0)
  • Apollon / 28 Ocak 2025 00:13

    Tarihin en büyük ekonomik krizi var.pahalilik geçim sıkıntısı ...akp psikolojik üstünlüğü kaybetmişti.akp kuskunlugu kızgınlığı CHP lilerin bile ihtimal vermediği yerleri akp ye kaybettirdi..veeee..her zaman olduğu gibi CHP pasif durumda.akp gündeminin peşinde tepe aşağı yuvarlanıyor.hep savunma pozisyonunda.mahalli seçimlerden sonra bari şunu bile yapamadı .ekonomi eğitim dış politika recetemiz programimiz su şu..biz çözeceğiz sorunları..ihhhh.cozum sürecinde frene bastı dem secmenini kaybetti.

    Yanıtla (6) (3)